Tesbîh; Cenâb-ı Hakk’ı ilah olma vasıfları ile bağdaşmayan her türlü eksiklik ve noksanlıktan uzak tutmayı ifade eder. ‘Sübhânellah’ kelimesi ‘tesbihle’ aynı anlama gelir.
Tesbihe; “İnsanın sürekli biçimde ilâhî kontrol altında bulunduğunu bilmesi, daima iyi ve yararlı işler yapmaya çalışması” şeklinde daha kapsamlı bir anlam yüklemek te mümkündür.
Birçok âyette kainatın ve onda mevcut her şeyin, meleklerin, dağların, taşların, yıldızların, kuşların, hayvanların ... Allah’ı tesbih ettiği, ancak insanların bunu tam anlayamadıkları ifade edilir.
Tesbih kavramı hadislerde de geniş biçimde yer almıştır. Birçok rivayette görülen “sübha” kelimesi tesbihle eş anlamlıdır.
Namazlarda iftitah tekbirinden sonra okunan Sübhâneke ile rükû ve secdedeki tesbihler, namazdan sonra otuz üç defa tekrarlanması tavsiye edilen tesbih (sübhanallah) , tahmîd (elhamdülillah) ve tekbirler (Allahu ekber) de hadis-i şeriflerde zikredilmiştir.
Rukuda söylediğimiz "Subhane Rabbiyel Azim"‘Ey büyük Rabb’ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.’
Secdelerde söylediğimiz "Subhane Rabbiye'l-ala"‘Ey Yüce Rabb’ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.
Tesbih çekerken söylediğimiz "Subhanallah"‘Allah noksan sıfatlardan münezzehtir.’
"Elhamdulillah"‘Hamd Allah'adır.’
‘Allahü ekber’‘ Allah en büyüktür’ demektir.
Beş vakit namazını kılan mü’min günde onlarca kez bu sözleri tekrarlayarak yüce Rabbine kulluk görevlerini yerine getirmeye çalışır.Tesbih; Tevhid inancını pekiştiren bir kavramdır. Tesbihin tam anlamıyla gerçekleşebilmesi için duygu ve düşüncenin yanı sıra davranışların ve dilin de buna göre bir işlev üstlenmesi gerekir. Kainatı yaratan ve yöneten varlığın yüce ve münezzeh oluşu bilgisine öncelikle düşüncenin ulaşması, gönlün de buna katılması tesbih eyleminin birinci aşamasını oluşturur. Ardından kişinin bütün kötülüklerden süratle kaçıp Allah’a sığınması aşaması gelir. Üçüncü aşamada hem iç etkilenmeyi sağlamak hem de bu psikolojiyi sürdürmek için tesbih lafızlarının dille tekrarlanması söz konusudur. Bu kademelerin aşılması sonunda, “Biz, her birimizin sahip bulunduğu makamda saf saf durur ve Allah’ı tesbih ederiz” diyen meleklerin (es-Sâffât 37/164-166) itaat ve tesbih makamına yaklaşmak mümkün olur.Sübhanallah aynı zamanda “Kusur bana aittir, beni Yaratan’a, Allah’a değil.” demektir.
Evet Yüce Allah kusursuzdur. Kusur bize aittir. Kendilerini kusursuz sananlar yanılıyorlar. Bu yanılgıdan kendimizi koruyabilmemiz için tesbih lafızlarını çokca tekrarlayalım. Namazlarda tesbihatı terketmeyi adet haline getirenler ne büyük nimetler kaçırdıklarını herhalde bilmiyorlardır. Eğer bilselerdi terketmezlerdi. Sıkça söylenen teşbih sözcükleri şunlardır:
‘SUBHAN’( münezzehtir) ,‘ SUBHANALLAH’ (Allah noksan sıfatlardan münezzehtir) , ‘SUBHANEKE’ (Tenzih ederim seni), ‘SUBHANEHÛ’ (O’nu tenzih ederim) , ‘SUBHANALLAHİ AMMA YESIFUN’ (Onların vasıflamalarından Allah münezzehtir.) ‘FESUBHANALLAHİ RABBİL ARŞİ AMMA YESİFUN’ (Arş'ın Rabbi Allah, onların vasıflamalarından münezzehtir) , ‘SUBHANALLAHİ RABBİL ÂLEMİN’ (Subhan Allah âlemlerin Rabbidir) , ‘SUBHANEKE ALLAHÜMME’( Subhansın sen Allah'ım; seni tenzih ve tespih ederiz ’), ‘SUBHANALLAHİ, VELHAMDU LİLLÂHİ, VE LÂ İLÂHE İLLALLÂHÛ, VALLAHÛ EKBER… VE LÂ HAVLE VE LÂ KUVVETE İLLÂ BİLLÂHİL ALİYYİL AZİM’ "Allahı bütün noksan sıfatlardan tanzih eder, kemal sıfatlarla muttasıf olduğunu kabul ederim.
Bütün hamd ve şükürler Allah'adır. Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. İhtiyaçları gideren ve zararları yok eden yalnız yüce ve güçlü olan Allah'tır."
Fahri SAĞLIK
Karesi Müftüsü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder